10 Mayıs 2023 Çarşamba

 HAVALI OKURLAR ŞUBAT 2023 KİTABIMIZ

YENİ HAYAT/ ORHAN PAMUK



KİTAP HAKKINDA

“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk’un coşkulu, lirik ve sihirli romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen, sayfalardan neredeyse fışkıran ışığa bütün hayatını veren ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü hikâyesi bu. Kitabın etkisiyle âşık oluyor, üniversite öğrenciliğinden uzaklaşıyor, İstanbul’dan ayrılıyor, bitip tükenmeyen otobüs yolculuklarına çıkıyor, taşra şehirlerine doğru savruluyor. Onunla birlikte ve aynı hızla sürüklenen okuyucu, kahramanın okuduğu kitabı değil, başından geçenleri izleyerek bize özgü bir hüznün ve şiddetin ta kalbinde buluyor kendini. Siyah-beyaz televizyonlu kahvelere, video seyredilen otobüslere, trafik kazalarına, siyasi kumpas ve cinayetlere, bayi örgütlerine, paranoyakça kuramlara, saat kadar dakik muhbirlere, kaybolan eski eşyaların şiirine ve taşranın öfkesine uzanan bu harikulade yolculuk, Orhan Pamuk’un çağdaş dünya romanının en özgün yaratıcılarından biri olduğunu bir kere daha kanıtlıyor. Bir yandan Hayat’ın, Eşsiz Anlar’ın, Ölüm’ün, Yazı’nın, Kaza’nın sırlarına, bir yandan da çocukluğun resimli romanlarına, bir belirip bir kaybolan arzu meleğine ve Dante’nin, Rilke’nin şiirlerine açılan benzersiz bir roman. Hayatla okumanın kesiştiği alanda seyreden ve her sayfada katman katman genişleyen sarsıcı bir yol hikâyesi.

ORHAN PAMUK KİMDİR?

Nobel Edebiyat ödüllü Orhan Pamuk 1952 yılında İstanbul’da doğmuştur. Amerikan Lisesi olan Robert Kolejinden mezun olmuştur. 3 yıl İstanbul Teknik Üniversitesinde Mimarlık Bölümünü okumuştur. Üç yılın sonunda üniversiteyi bırakmıştır.

 

İstanbul Üniversitesinde Gazetecilik Bölümünü okumuştur. Okulu bitirdikten sonra gazetecilik yapmamıştır. Kendisini roman yazmaya adamıştır. 30 yıl boyunca sadece yazarlık yapmıştır. Yurt dışında üniversitelerde ders vermeye devam etmektedir.

 

Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk ve tek Türk yazardır. Romanlarını büyük bir titizlikle yazmıştır. Bunun için çok okuyup çok araştırmıştır. Roman yazmaya büyük önem verdiği için adı romanla özdeşleşmiştir.

Romanlarında genellikle iç konuşmalara yer vermiştir. Tarih, felsefe, gazete ve şiir gibi değişik metinlerden alıntılar yapmıştır. Romanlarındaki zaman kavramı eskiye dönüşlerle ya da geleceğe gidişlerle şekillenmektedir.

Orhan Pamuk eserlerinde Türk kültürüne, kültür ve inançlarına ve eski motiflere sıkça yer vermiştir. Bunu yapmasındaki temel amaç batı taklitçisi olmak istememesindendir.

 

Tanzimat dönemindeki teknik hata olan okuyucuya bilgi verme Orhan Pamuk romanlarında da görülür. Romanlarında çok okuyup araştırdığı için ansiklopedik bilgiler ağır basmaktadır.

Sığ ve basit cümle kurmayı sevmediği için uzun cümleleri çok fazla kullanmıştır.Yazar genellikle dağınık bir dil kullanmıştır. Ancak kurgulamadaki başarısı oldukça yüksektir.

 

Postmodernizm akımından etkilenmiştir. Eserlerini bu çerçevede yazmıştır. Başlarda belirsiz gibi gelen olay örgüsü sonradan kendini belli etmektedir. Etkilendiği akımın yanında anlatım teknikleriyle de dikkat çekmektedir.

Orhan Pamuk romanlarında aydın kesimi anlatmıştır. Zor anlaşılan romanlar yazması onun en büyük özelliklerinden biridir. Doğu-Batı sorununu işleyen yazar felsefi ve kültürel açıdan olaylara bakmıştır.

2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alarak bu ödülü alan ilk Türk vatandaşı olmuştur.

KİTAPTAN ALINTILAR

“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.”

“Ne kadar da sihirlidir, değil mi, bir an dünyayı, gözlerimiz denen anahtar deliklerinden değil de, başka bir mantığın merceğinden görmek. Akıllı çocuklar bunu anlar, akıllı büyükler buna gülümser...”

“Benim gibi hayatı kaymışlarda hüzün, zeki olmaya çalışan bir öfke olarak gösterir kendini. O zeki olma isteği de en sonunda her şeyi berbat eder.”

“Aşk birisine şiddetle sarılma, onunla aynı yerde olma özlemidir. Onu kucaklayarak, bütün dünyayı dışarda bırakma arzusudur. İnsanın ruhuna güvenli bir sığınak bulma özlemidir.”

" Hayat ne kadar da kırık dökük."

“Bütün acımasızlığıyla ağır ağır yol alan bir tren gibi, hayat ruhumuzu ve gövdemizi ufalayarak geçerken sessiz durmak, ağzını açıp tek söz söylememek, neye yarar Allah aşkına?”

“Sırrını biliyorsan, ona doğru yol alıyorsan, hayat güzeldir.”

“İyi bir kitap bize bütün dünyayı hatırlatan bir şeydir.”

“Hayat güzel bir şey. Bütün dertlere bütün kedere rağmen, mutlu olmaktan ne korkuyorum, ne de utanıyorum.”

“Ruhumu açacağım kişileri kitaptaki dünyada yaşayan gölgeler arasından seçecektim.”

"Bir insanı özlüyor olmanız, ona dönmeniz gerektiğini göstermez. Bazen özlemeniz gerekir. Bir sabah uyanıp artık özlemediğinizi fark edene kadar…"

“...’Seni kitaba bağlayan şey nedir?’ diye sordu.

Bir ilhamla, ‘kitabı senin okumuş olman,’ demek isterdim…”

“Bir kitap okudum, seni buldum.

Ölmek buysa ben yeniden doğdum.”

“Yol aldıkça, şehirden şehire gittikçe, bir gün, bir gece bir otobüsün penceresinden, melekle göz göze geleceğimi bilirim. Onları görebilmek için bakmasını bilmek lazım.”

"Aşk teslim olmaktır. Aşk, aşkın sebebidir. Aşk anlamaktır. Aşk bir müziktir. Aşk ve soylu yürek aynı şeydir. Aşk hüznün şiiridir. Aşk kırılgan ruhun aynaya bakmasıdır. Aşk geçicidir. Aşk hiçbir zaman pişmanım dememektir. Aşk bir kristalleşmedir. Aşk vermektir. Aşk bir çikleti paylaşmaktır. Aşk hiç belli olmaz. Aşk boş bir laftır. Aşk Allah'a kavuşmaktır. Aşk bir acıdır. Aşk melekle göz göze gelmektir. Aşk gözyaşlarıdır. Aşk telefon çalacak diye beklemektir. Aşk bütün bir dünyadır. Aşk sinemada el ele tutuşmaktır. Aşk bir sarhoşluktur. Aşk bir canavardır. Aşk körlüktür. Aşk yüreğin sesini dinlemektir. Aşk kutsal bir sessizliktir. Aşk şarkılarda konu edilir."

YORUMLARIMIZ

"Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti"

"Aynı masalları dinlemelerine rağmen ötekiler hiç böyle bir şey yaşamadılar."

Yazarın bize verdiği bu bilgiler ışığında, uzunca bir süre çıktığı yolculuk hikayesini okuyoruz. Bu yolculukta o kadar çok obje, olay karşımıza çıkıyor ki bunların bize neyi ima ettiğini, nasıl bir çıkarım yapabileceğimizi düşünmekten okuma eylemine odaklanmada güçlük yaşıyoruz.

Geçiyor yolculuk; otobüsler, otogarlar, yolcular, o yıllarda otobüslerde seyredilen videolar, saatler, zaman, demir yolları, bayilikleri alınan ürünler, dergiler, Rıfkı amcanın resimli kitapları, itfaiyeciler, çikletler, karamela şekerleri, otobüs kazaları ve Melek...

Bu otobüs yolculukları neyi ifade ediyor? Yolcu neyi arıyor?

Bu bir arayış yolculuğu ve yolcumuz hikayeyi anlatan yazar, 22 yaşında.

Öğrencilik yıllarında okuduğu kitabın etkisiyle yola çıkıyor ve yine kitap sayesinde tanıştığı Canan'ı seviyor. Yola çıkma amaçlarından biride Canan'ı sevgiliyi aramak, bulmak. Canan'da o yolculukta o sevgiliyi Mehmet'i arıyor. Yazar Canan'ı buluyor ama kavuşamıyor. Birlikte devam eden yolculuklarında arayış devam ediyor. Yazar Meleğe Canan'ı anlatıyor, onunla yeni bir hayat kurmayı planlıyor ancak Canan eski hayatında olduğu gibi Mehmet'i bulup onunla devam etmeyi planlıyor.

Yazarın, Canan'ın ve Mehmet'in hayallerine, planlarına okudukları kitap yön veriyor. Kitabı yazanın yazarın babasının  Rıfkı amca olduğunu öğreniyoruz. Yazar çocukken Rıfkı amcanın ona sen çok akıllı bir çocuksun, ben senin hayatını yazacağım dediğini hatırlıyor. Kitap Rıfkı amcanın sağlığında yasaklanıyor ve toplatılıyor. Ancak birkaç tanesi planlar dahilinde kişilere ulaştırıp okutuluyor. Sonrasında Mehmet'in kitabı el yazmasıyla çoğalttığı da öğreniyoruz. Ayrıca  Canan ve yazara kitabı ulaştırıp okumalarını sağlayan da Mehmet. Yazar kitap ve Canan'ın Mehmet'i sevmesi nedenleriyle Mehmet'e öfkeli.

Bir noktada yazar Mehmet'i aramaya tek başına devam ediyor. Kitabı okuyan Mehmet isimli tüm okurlara gidiyor. Mehmet'i  bulduğunda onunla konuşuyor ve kendince ona olan öfkesini ifade ediyor.

Bu olaydan sonra yazarın adının Osman olduğunu öğreniyoruz. Sanki yazar kendini bulmuş gibi. Sanki kendini anlamış yolculuklarına son vermiş, arayışlarını bitirmiş, okuluna devam eden, düzenini kurmuş biri olarak karşımıza çıkıyor. Sonrasını okuyucuya seslenerek, onlarla konuşarak, dertleşerek anlatıyor. Kitabın sırrına ulaşmak "melek" kimdir ,nedir sorularına cevap bulmak için tekrar bir arayış yolculuğuna çıkıyor. Bu yolculukta sırları çözüyor ancak sırların kendi hayatının içinde olduğunu ve geri dönmek istediğini anladığı anda yolculuk bitiyor.

"Bir kitap okudum tüm hayatım değişti"- KİTAP

"Zaman dedim bir kazadır, bir kaza sonucu buradayız. Dünyada olmakta öyle"-KAZA KADER

"meleğin gözleri her yerdedir, her şeydedir, her zaman oradadır. Gene de ama biz zavallılar bu gözlerin eksikliğini çekeriz. Unuttuğumuz için mi, irademiz gevşediği için mi, hayatı sevmediğimiz için mi? Yol aldıkça şehirden şehire gittikçe bir gün, bir gece bir otobüsün penceresinden melekle göz göze geleceğimi bilirim. Onları görebilmek için bakmasını bilmek lazım. Bu otobüsler insanı istediği yere en sonunda götürür. Otobüslere inanıyorum. Meleğe de bazen, hayır  her zaman inanıyorum, evet her zaman, hayır bazen"-MELEK

"Bunun hayatımın sonu olduğunu anladım. Oysa ben evime dönmek istiyor yeni bir hayata geçmeyi, ölmeyi hiç mi hiç istemiyordum."- Yeni bir hayat, ölümden sonra hayat- AHİRET

Daha başka nasıl anlatılabilir ki... MUHTEŞEM

Orhan Pamuk bir röportajında "Hayat bir yolculuktur. Bu yolculuğun amacı da bir mana aramaktır" diyor. Bu yolculuğun sonunda ölüm var. İleri yaşlarda ölüm olgusuna odaklanmaktansa  yirmi beş yaşındayken ölümü düşünmek marifet. Ölümü düşünmek hayatın her bir dakikasının  ne kadar değerli olduğunu. onu olabildiğince iyi geçirebilmek gerektiğini ve o mana denilen bilgiye, doygunluğa ulaşmak gerektiğini, boş şeylerle vakit kaybetmemek gerektiğini anlamaktır. Ölüm birey olma, değerli olma duygusunu hatırlatır. Ölüme karşı iki tepki var. Biri sosyal hayata, kalabalığa, arkadaşlara kapılıp ölümü unutmak. Diğeri ise yalnız kalıp metafizik konuları, dini konuları, felsefi konuları düşünmek diyor. Ve kendisinin ikinciden yana olduğunu söylüyor.

Hayatınızın manasını bulduğunuz bir yaşamınız olmasını dilerim. Selma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder