13 Ocak 2018 Cumartesi

OCAK AYI KİTAP LİSTEMİZ

Yaşamı boyunca Nobel Edebiyat Ödülü dahil hemen hemen bütün saygın ödülleri kazanan ve İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak gösterilen Doris Lessing, bu romanında bireyin üzerindeki toplumsal baskıları ve bu baskılardan kurtulma mücadelesini, erkek egemen toplumda kadın olma deneyimi üzerinden anlatıyor. 

Dışarıdan bakıldığında nörolog kocası ve dört çocuğuyla ideal bir orta sınıf ailesine sahip olan Kate, yaşamının bir hapishaneye dönüştüğünü hissetmektedir. Sürekli güzel ve şık olmak, evini idare ederken hem kocasının hem çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmek zorundadır. Ve kendisinden bütün bunları "doğası gereği", yani karşılıksız yapması beklenmektedir. Uluslararası bir konferansta çevirmenlik yapmak üzere İstanbul'a giden Kate, orada tanıştığı gençle sürpriz bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk, Kate'in içsel dönüşümünün de başlangıcı olacaktır. 

1973 yılında yayımlandıktan sonra feminist bir manifesto olarak nitelenen Son Aydınlık Yaz, Doris Lessing'in en sert ve çarpıcı romanlarından biri.

"Cinsiyetçilik ve feminist bilinç üzerine yazılmış en iyi roman." 
-New York Times Book Review-
(Tanıtım Bülteninden)

Edebiyat tarihinin büyük isimlerinden Stefan Zweig, gözlemleri ve acı dolu geleceği öngören duyarlılığıyla 20. yüzyıl Avrupasına damgasını vurmuş bir aydındı.

"Şimdi başka bir yüzyıldan ya da başka bir ulustan geliyormuş gibi kendini tecrit etmek mümkün değildir. İnsan zorla tarafsız kalamaz. Savaş ile ilgili normal ve insancıl bir görüşe sahip olabilmek için tek bir olasılık vardır: savaşın farkında olmak ve savaşı, kendileri asla cephede bulunmamış savaş çığırtkanlarından dinlememek. Bunun dışındaki her şey kendini kandırmak, kendini aldatmak, soyut şeylerle kendini uyuşturmak ve kendinden geçmek anlamına gelir."

Ölmeden önce üzerinde çalıştığı son kitabı Clarissa, Zweig'ın sözleriyle, "Bir kadının yaşadıklarından hareketle, 1902'den sa vaşın patlak vermesine kadar geçen süre içinde dünyanın anlatıldığı roman"dır. Zweig, Avusturyalı bir subayın kızı Clarissa Schuhmeister'in hayatını anlatırken, Birinci Dünya Savaşı'nın gerek Avusturya ve Orta Avrupa kültürü, gerek bireyler üzerindeki etkisini gözler önüne serer. Clarissa, yazarının 1942'deki intiharıyla yarım kalmış, ancak 39 yıl sonra 1981'de gün ışığına çıkarılan metni Zweig'ın yayıncısı Knut Beck tamamlamıştı.



Büyük bir yazarın yazdığı bir polisiye roman kadar haz veren bir kitap bulmak okuyucu için pek kolay değildir. İnsanların her zaman merakını ve ilgisini çeken "öldürme" eyleminin kanlı geçitlerinde dolaşır, olayların akışıyla heyecanlanır, planların şeytaniliğiyle ürperirken, usta bir kalemin anlatımından da bir katilin gölgelerle dolu iç dünyasına sızarsınız.

Hareket, hem katille kurbanları arasında hem de katilin kendi ruhunda birbirlerini izleyerek sürer.

Peyami Safa'nın "Server Bedi" takma adıyla yazdığı bu kitapta üstelik bizim edebiyatımız hatta belki de dünya edebiyatı için bir ilk vardır bu kitapta. Kitabın sırrı da bu "ilk"te gizlidir.

Cinayet mi intihar mı olduğu anlaşılmayan peşpeşe ölümler ve bunları anlatan insan duygularına hakim, parlak üsluplu değerli bir yazar.

İyi bir okuyucu için zevk ve ürperti dolu bir ziyafet bu. Tadını çıkarmaya bakın.

AŞKTA İKİNCİ ŞANSI YAKALASAYDINIZ, AYNI KARARLARI MI VERİRDİNİZ?

Zaman makineleri söz konusuysa, sihirli bir telefon kulağa biraz kullanışsız gelebilir.
Senarist Georgie McCool geçmişe gidemez… Sadece geçmişi arayıp birilerinin telefonu açmasını umar.
Özellikle de kocasının.
Çünkü Georgie geçmişi arayabilen sihirli bir telefonu olduğunu öğrendiğinde tek yapmak istediği, kocası Neal’la arasını düzeltmektir. Evet, belki zamanda yolculuk yapamayacaktır ama evliliğini, başlamadan yoluna koymanın bir fırsatını bulmuştur.
Artık çözülmez gibi görünen meseleleri geçmişte düzeltme şansı vardır. Belki de bu telefon ona ikinci bir şans verecektir.
Tabii istediği buysa… Yoksa hiç evlenmemiş olsalar, her şey daha mı iyi olurdu?
Sabit Hat, iki insanın aynı yola baş koyup koyamayacağını ve aşkın, sizinle orta yolda buluşacak birini bulmak olup olmadığını sorguluyor...

“Rowell kategorize edilemeyecek kadar yetenekli. Sabit Hat kendine has bir roman.”
-Janet Maslin, The New York Times-

“Her zamanki gibi akıcı ve keyif verici… Sayfalar uçup gidiyor.”
-Publishers Weekly-

“Psikolojik gözlemler, önlenemez mizah ve doğaüstü bir detay: Geçmişteki eşini arayabilen bir kadın.”
-Time-

“Rowell’ı okumak komik ve zeki bir dostunuzun en güzel hikâyelerini dinlemeye benziyor.”
-School Library Journal-

“Klişe hiçbir öge barındırmayan ve her cümlesi keyif veren bir kitap. Yazarın romanları keskin gözlem gücünü ve komedi yeteneğini yansıtıyor.”
-Chicago Tribune-
“Hayranları Rowell’ın kalplere hitap eden bir romanını daha okumaya bayılacak.”
-Kirkus Reviews-

“Diyaloglar akıcı; komik, yenilikçi ve enerjik. Genç Georgie ile Neal’ın flörtü gerçekten romantik.”
-Boston Globe-

“Gerçekçi, sevimli ve muhteşem.”
-The Globe & Mail-

(Tanıtım Bülteninden)
Nazan Bekiroğlu Nar Ağacı'ndan sonra merakla beklenen yeni romanı Mücellâ'da bizleri 1920-1970'li yılların Türkiye'sinden nostaljik bir hikâyeyle buluşturuyor. Mücellâ, genç Cumhuriyet'le yaşıt bir kızın, unutulmuş kumaşların, kokuların, alışkanlıkların, iğne oyalarının, kimi yarım kalmış kimi tamamlanmış aşkların, hayatı seyretmekle yaşamak arasında gelip giden kadınların romanı.

Zamanın daha ağır aktığı, hayatın ritminin daha çok mahalle aralarında karar bulduğu vakitler. Gaz lâmbasının ışığında içilen nohut kahvesinin ağızda buruk bir tat bıraktığı dönemler. Arka planda Türkiye, pek çok çalkantının içinden geçerken bile kendini bildi bileli çeyiz işleyen bir genç kız Mücellâ. Adım adım hayattan çekilirken bunu neredeyse hiç fark etmeyen... Neyi beklediğini bilmeden bekleyen... Derken günün birinde, kıyısında kaldığı hayata son bir çabayla dönmek isteyen...

Sümbül kokulu bembeyaz yastık kılıfları, kanaviçe işli peçeteler, uçları fistolanmış havlular, çeyiz sandıkları arasında… Hanımeli, yasemin ve leylâk kokulu yaz ikindileri gibi uzun kış gecelerinde de, ya çardağın altında ya hep o soldaki pencerenin içinde... Mücellâ'nın dupduru ve çarpıcı hikayesi.
(Tanıtım Bülteninden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder