2020 ARALIK AYI KİTABIMIZ (BİZANS SULTANI_ SELÇUK ALTUN)
SELÇUK ALTUN KİMDİR?
Romancı. 19 Ağustos 1950, Şavşat / Artvin doğumlu. İlkokulu Mardin’in Derik ilçesinde bitirdi. Samsun Maarif Koleji, Boğaziçi Üniversitesi İşletmecilik Bölümü mezunu. Yüksek lisansını aynı bölümde yaptı. Önce kaymakamlık, sonra valilik yapan babasının görevi gereği çocukluğunun bir bölümü Anadolu‘nun Eskişehir, Samsun, Hakkari gibi illerinde geçti. Bir yıl İngiltere‘de yaşadı.
Özel sektörde, özellikle finans kesiminde yöneticilik yaptı. İşi gereği yurtdışına çok sık yolculuklarda bulundu. Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu görevli üyesi ve YKY Yönetim Kurulu başkanı olarak çalışmalarını sürdürdü.
Kitap ve kitap evleri üzerine kılavuz denemelerini, başta kitap-lık olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde yayımladı, derleme ve seçkilerde çevirmenlik yaptı. Oktay Rifat‘ın pek çok şiirini İngilizceye çevirip bastırarak Amerika‘da tanıtımını üstlendi.
“Postmodernizm bir akım değildir. Sadece yazılı ürünler kapsamında ele aldığımızda ise Lyotard’ın ‘durum’ tanımı da bunca birbirinden farklı yazarı birleştirici olmakta yeterli değildir. Gene de, bir romanı postmodern diye adlandırmamıza, Selçuk Altun’un romanlarını da bu tanımın içine oturtmamıza destek olacak temel öğeler bulunmaktadır. Bunların belli başlıları parodi, pastiş, parçalılık, ilinti gevşekliği, süre düzeninin bozulması, olguyla kurmaca ayrımının kalkması, tür sınırlarının kalkması ve paranoyadır. Bu öğelerin hemen hemen hepsi de Selçuk Altun’un romanlarında çeşitli yoğunluklarda yer almaktadır.” (Güven Turan)
“Selçuk Altun öyküsüne hayat görüşünü de katan, yazarken kim alınır kim kırılır diye düşünmeyen bir yazar. Romanlarında kendisini rahatsız eden konulara değinirken kalemini hiç sakınmıyor. Kendince doğru, başkalarına göre aşırı sayılabilecek hassasiyetlerini satır aralarında değil, açık açık dile getiriyor. Hayat görüşünün birçok açıdan toplumun genel kabulleriyle çeliştiği de açık. Sakin ve huzurlu bir okuma isteyenlere bu yönü ters gelebilir, okurken düşünmeyi sevenler için ise çekici bir yanı olduğu su götürmez.” (Barış Müstecaplıoğlu)
ESERLERİ:
ROMAN: Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir (2001), Bir Sen Yakınsın Uzakta Kalınca (2002), Kurşun Lezzeti (2003), Annemin Öğretmediği Şarkılar (2005).
ARAŞTIRMA: Erhan Bener’in Dünyasına Yolculuk (2004).
ÇEVİRİ: Seçme Şiirler (1997).
KİTAPTAN ALINTILAR
“Atatürk’ün sence yaptığı en önemli yanlış neydi?” sorusuyla beni şaşırtmıştı.
-“Erken ölmek?”
"Türk erkeklerinin bir sefilliği de kadınları kuluçka makinesi bellemektir."
"Nice vatandaşım gündemdeki yolsuzluklara tuttukları takımın kaçan penaltısı denli üzülmez, gazete bile okumaz, ama yavan televizyon dizilerine tutkuyla kilitlenirdi."
"“Ak göğsün arası Zemzem pınarı
İçsem öldürürler, içmesem öldüm.”YORUMLARIMIZ
Bizans Sultanı Romanı Kahramanı otuz üç yaşına geldiğinde sürpriz bir durumla karşılaşır. Kendisine Bizans Sultanı olduğu söylenir. Üstelik gösterilen kanıtlar da oldukça etkileyicidir. Bizans Tarihine göre son imparator XI. Konstantinos İstanbul’un Fethi sırasında Osmanlı Kuvvetleriyle çarpışırken ölmüştür. Bazı tarihçilere göre de XI. Konstantinos’un Osmanlı Kuvvetlerinin ellerinden kurtulup bir Ceneviz gemisiyle kaçarak İtalyada sürgün hayatı yaşadığı ve 1475 yılında öldüğü söylenmektedir.
Bizan Sultanı Romanı bu ikinci senaryodan esinlenerek kurgulanmış bir romandır. XI. Konstantinos, kendisinden sonra gelecek olan varislerine bir vasiyet bırakmıştır. Vasiyete ulaşmak için altı aşamalı bir sınavdan geçmek ve sırları çözmek gerekmektedir. Aradan geçen 555 yılda bu aşamalar tamamlanıp sonuca ulaşılamamıştır. 2008 yılında otuz üç yaşına giren Roman Kahramanı Halas, XI. Kontantinos’un ölmeden önce vasiyetini, gizli tahtını ve servetini emanet ettiği üç soylunun kurduğu, ‘’Hukukun Muhafızı’’ anlamına gelen Nomo adlı örgütten, olmayan Bizans Tahtı teklifini alır.
Halas İstanbul Galata Kulesi mevkiinde yaşayan, varlıklı bir ailenin torunudur. Amerikalı olan babasıyla annesi boşanmış, dedesi vefat etmiş, anneannesi ve annesiyle yaşamaktadır. Çok okuyan, kültürlü, yurt dışında eğitimini tamamlayan, satranç oynamayı seven Halas, Boğaziçi üniversitesinde ders vermektedir. Kendisine sunulan teklifi inandırıcı bulmaz ama iyi bir oyun içinde olduğunu düşünerek kabul eder. Böylece Halas’ın Bizans Sultanı olma yolunda başarması gereken altı aşamalı sırlarla dolu macerasına eşlik eden okuyucu, hem Halasın günümüzdeki yaşantısına hem de Bizans kültürü hakkında yoğun bilgiler ışığında sayısız yerleri gezmeye tanıklık edecektir.
Yazar Selçuk Altun’un engin tarihi bilgisini araştırma, gezip inceleme ile de desteklediğini öğrendiğimizde; böyle bir kurgunun, kültürel alt yapı karşısında zayıf kaldığını düşünmeden edemiyoruz. Başka bir kurguyla yazılsa bilgiler okuyucuda daha kalıcı yer eder miydi acaba?
İlk kez Selçuk Altun Romanı okuduğumuz için yazarın romanlarına ilişkin bazı ortak özelliklerini de öğrenmiş olduk. Selçuk Altun, bu romanında da olduğu gibi romanlarında sıkça okuyucusunun karşısına çıkıyormuş. Ayrıca roman kahramanları genellikle varlıklı, kültürlü, zevk sahibi, zeki kişilermiş. Romanda Bizans sırlarının yanında, günümüzde yaşayan Halas’ın hayatının sırları da devam etmektedir. Babasının ve sevgilisinin gizemleri, hatta kitabın son sayfalarına kadar roman kahramanının adı dahi bir sır olarak saklanıyor.
Bu romanı okumayı tercih etmek bize, kitapları Amerika’da ve İngiltere’de çok sevilen ve gerçek bir bibliyofil olan Yazarımız Selçuk Altun’u tanımamıza vesile oldu. Ayrıca medeniyetler beşiği olan Anadolumuzun sahip olduğu kültürel zenginliklere karşı büyük bir merak ve bunların açığa çıkarılması, korunması konusunda büyük bir istek uyandırdı. Daha çok gezilip görülecek zenginlikler olduğu gibi, bunlara ulaşabilen daha çok nesiller de olmalı.
Merak uyandıran ve bilgi sunan, sürükleyici bir roman. Bir kitaptan başka daha neler istenir ki…..
İYİ OKUMALAR: SELMA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder