30 Kasım 2019 Cumartesi
2019 KASIM AYI KİTABIMIZ ( ŞAMANLAR DİYARI/ BARIŞ MÜSTECAPLIOĞLU)
KİTAP HAKKINDA
Dans ederek tanrıların katına çıkan hayvanlara dönüşen şamanlar, ayrı bir ruha sahip yılan başlı kuyruklarıyla hayatı paylaşan Harnanlar, geceleri ışıl ışıl parlayan nar kuşları, geçmişi dumandan bir tiyatroyla canlandıran büyüler, salların üzerine kurulmuş gizemli köyler vb... Şamanlar diyarında görebileceğiniz şeylerden sadece birkaçı.
Bu olağan üstü diyarın sakinleri arasında yaşanalar ise bildiğimiz dünyada, tarihin her döneminde, insanın insana ettiklerine dair derin bir iç çekiş, evrensel bir sorgulama. Toplumların güç sahipleri çatıştığında arada kalan sıradan insanlara ne olur? Nasralar ve Delkarlar belki aramızda dolaşmıyorlar, ama başlarından geçenler, dünyanın birçok farklı coğrafyasında yaşandı ve yaşanmakta. / Alıntı
KİTAPTAN ALINTILAR
"Bugün zayıf olan, birkaç nesil sonra kendisine yapılan zulmün aynısını yapmaktan geri durmuyordu."
"Savaş zamanı insanların en kötü ve en iyi yanları ortaya çıkar. Sakin ve güvenli günlerde, iyilik ya da kötülük yapmak için fırsatı olmamış bir adamın gerçekte nasıl biri olduğunu bilemezsin. Ne zaman işler sertleşir, bir seçim yapman gerekir, ruhunun derinliklerinde bir canavar mı uyuyor yoksa bir kahraman mı, o zaman belli olur."
"Artık güçsüzleri, bir gün roller değiştiğinde kendilerine zulmedenler kadar zalimleşeceklerini bile bile, sırf güçsüz oldukları için sevemiyordum."
"Ben sadece Şamanım" diye gülümsedi Darok. "Bunun ötesini hiç bir zaman önemsemedim. Çünkü Şaman olmayı kendim seçtim, Nasra ya da Delkar olmayı ise seçemezsin. Öyle doğarsın, kimse tercihini sormaz. Kendi seçmediğim bir şeyle tanımlanmayı kabul etmiyorum."
YORUMLARIMIZ
Irkçılık ve soykırım üzerine evrensel bir sorgulama.
Masal tadında sürükleyici ve etkileyici bir roman. Sürpriz olaylar, hayal gücümüzü harekete geçirerek bizi keyifli maceralara sürüklüyor.
Kitabın dilini akıcı ve anlaşılır bulduk. Ancak gençlik dönemi okumaya daha uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple okulda yürüttüğümüz öğrenci okuma gruplarında okunmak üzere önereceğiz.
Karakterler; her kötünün içinde iyi vardır ya da her iyinin içinde kötüde vardır tarzında. Yazarımızın yarattığı diyar, insanlar dışında pek çok karakterinde içinde olduğu kalabalık ve renkli bir dünya.
Şamanları, ayinlerini ve Şamanizmin nasıl bir inanış olduğunu ayrıca merak ettik.
"İdeal toplum" oluşturulabilir mi, mümkün müdür? diye düşündük, sanki kitapta amaçlanan daha çok bu, her şeyin ideal olduğu bir yeri (Perg Şehri) bulmak ümidiyle yolculuk ile son buluyor. Devamını merak ediyoruz ve fırsat bulunca okuyacağız.
Yerli fantastik edebiyatta değerli ve başarılı bir eser sunan yazarımızı takdir ediyoruz. Hayal gücü ile bambaşka bir dünya oluşturmak çok harika ve zor bir iş, her zaman bunu başarmış beyinlere hayranlık duydum.
Keyifli okumalar dilerim/ NİGAR
11 Kasım 2019 Pazartesi
2019 EKİM AYI KİTABIMIZ ( DORİS LESSİNG/ SON AYDINLIK YAZ)
1973 yılında yayımlandıktan sonra feminist bir manifesto olarak nitelenen Son Aydınlık Yaz, Doris Lessing'in en sert ve çarpıcı romanlarından biri. “Cinsiyetçilik ve feminist bilinç üzerine yazılmış en iyi roman.”
Yaşamı boyunca Nobel Edebiyat Ödülü dahil hemen hemen bütün saygın ödülleri kazanan ve İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından biri olarak gösterilen Doris Lessing, bu romanında bireyin üzerindeki toplumsal baskıları ve bu baskılardan kurtulma mücadelesini, erkek egemen toplumda kadın olma deneyimi üzerinden anlatıyor.
SON AYDINLIK YAZ
Doris Lessing'in "Son Aydınlık Yaz" romanı feminist manifesto olarak tanımlanan ancak çok derin psikolojik gözlemleriyle de psikolojik roman kategorisine de sokulabilecek türden. 40'lı yaşlarında evliliğini, çocuklarıyla ilişkisini sorgulayan Kate sayesinde kendimizi derin düşüncelerde buluyoruz. Bir yandan da roman kahramanı ile birlikte değişik mekanları düşleme fırsatına sahip oluyoruz. 1973'te Doris Lessing'in kurguladığı kadınlık deneyimlerinden değişen hiç bir şey olamamış diyebiliriz. Annelik ve eş rollerine sıkışmış kadının, toplumsal yaşamda hala yaşadığı baskıları ve şiddeti düşünürsek hikayede kendisini bir parçada olsa bulamayan kadın yok denecek kadar azdır.Roman iyi bir feminist bakış açısı sunmanın yanı sıra aynı zamanda derinlikli psikolojik gözlemleriyle okumaya değer.
İYİ OKUMALAR/ Fatma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)