Bazen en yakınındakiler tarafından anlaşılmadığını hissettin
mi? Ya da yeni tanıştığın birinin kelimelere ihtiyaç duymadan, koşulsuz seni
anlayabileceğini? Gün Işığının Tadı, kendileri olmayı öğrenen, birbirinden çok
farklı iki kadının hikâyesi.
Sally ve Liss… Sally herkesten uzakta, yalnız kalmak istiyor. Her şeye kızıyor: taleplere, kurallara, yetişkinlere… Her şeyden nefret ediyor; en çok da sorulardan, özellikle görünüşüyle ilgili olanlardan.
Liss ise tek başına işlettiği büyük bir çiftlikte yalnız, diğer insanlara ihtiyaç duymadan yaşıyor. Sally, ilk karşılaşmalarından itibaren Liss’in diğer yetişkinler gibi olmadığını fark ediyor ve onun bir gece çiftlikte kalma önerisini kabul ediyor. Bu bir gece, haftalara dönüşüyor. Üzüm bağlarında çalışırken, arıcılık yaparken, eski armut çeşitlerini tadarken onları diğer insanlardan ayıran şeylerden bahsetmeye başlıyorlar. Başlangıçta çok az konuşmalarına rağmen zamanla aralarında kelimelerin ulaşabileceğinden çok daha büyük bir bağ kuruluyor. Ve yavaş yavaş, birbirlerinin yaralarını öğreniyorlar. Bir gün Sally, Liss’te istemeden bir travmayı tetiklediğindeyse geçmişteki karanlık, gün yüzüne çıkıyor.
Gün Işığının Tadı; sevgiye, karşındakini olduğu gibi kabul etmeye, doğanın iyileştirip dönüştürme gücüne ve eğer görmeye istekliysek etrafımızı saran iyiliğe vurgu yapan, dikkati “asıl olana” çeken bir roman.
“Bu kitabı okumak, bir buğday tarlasında dolaşmak gibi: İç ısıtan ve huzurlu.” -Dry.Schauch, Lesejury
“Bu romanı okuyan, kitabı farklı bir kişi olarak kapatacak. Daha mutlu biri olarak. Huzur dolu. Bir yaz sonu mutluluğuyla…” -Isabelle Riechelmann, Belle Novelle
Arenz sanatçı ailesinin en büyük oğlu ve yazar Sigrun Arenz ile oyuncu ve yazar Helwig Arenz'in erkek kardeşidir ve üçü de ars vivendi Verlag ile yayınlamıştır . Ayrıca heykeltıraş Ewald Rumpf (amca) ve yazar Mara Winter (kuzen) ile akrabadır .
Arenz, Fürth'teki Heinrich-Schliemann-Gymnasium'dan mezun oldu ve ilk olarak Erlangen-Nürnberg'deki Friedrich-Alexander Üniversitesi'nde hukuk okudu . Birkaç dönem sonra ana dalını İngiliz , Amerikan ve Tarih olarak değiştirdi .
Edebi eseri için çok sayıda kültürel ödül aldı. Arenz, Bayern 2'deki The Holiday Feuilleton adlı gösteriyi yönetiyor ve 2009'dan 2012'ye kadar Stadttheater Fürth'te dönem yazı atölyesine başkanlık etti . 2007'den 2010'a kadar Nürnberger Nachrichten için haftalık edebiyat köşesi Meine kleine Welt'i yazdı . Kardeşleri Sigrun ve Helwig ile birlikte 2015'ten 2017'ye Our Little World adıyla yeni bir formda devam etti . 2018'de DuMont Buchverlag'a geçti . 2020'den beri, İngilizce baskılar için İngiliz yayıncı Orenda Books tarafından temsil edilmektedir.
Arenz, Nürnberg'deki Johannes-Scharrer-Gymnasium'da İngilizce ve tarih dersleri verdiği bir öğretmendir . Üç çocuk babasıdır ve Fürth yakınlarında yaşamaktadır .
Anlatı çalışması, klasik hikaye anlatma geleneğini takip eder; dilbilimsel olarak soyut veya deneysel öğeler nadirdir. Çay Büyücüsü , Gustav Lichtenberg'in İcadı ve Çikolata Kokusu romanları büyülü gerçekçilik geleneğinde yer alırken, Elmas Kız ve Şehir Hakkında Bir Şarkı tarihi romanlardır. Bahsedilen tüm çalışmaları birleştiren bir özellik, merkezi, insani bir çatışmanın egzotik veya duygusal bir temaya gömülmesidir. Gustav Lichtenberg'in İcadı'nda da öylekahramanın iletişim kuramaması, 19. yüzyıldaki teknoloji tarihiyle bağlantılıdır; The Tea Magician'da çayın tarihi , modern insanın büyük bir aşka duyduğu çelişkili özlemlerle bağlantılıdır. Kişisel özgürlük ile başkalarına karşı sorumluluk arasındaki gerilim sorusu, 20. yüzyılın ilk yarısında kadın havacılığının öyküsünü anlatan bir bağlamda şehirle ilgili bir şarkıya gömülüdür.
Buna karşılık, Ehrlich & Söhne veya Don Fernando Amerika'yı miras alan çağdaş romanlar , çok daha hafif bir tonla karakterize edilir . Neşeli, bazen de şakacı unsurlar burada hakimdir . Pek çok öyküde olduğu gibi onlarda da üslup çok daha gündeliktir; Diyalogdaki şakalar ve beklenmedik dönüşler anlatı akışına hakimdir, bu sayede olay örgüsünün gelişimi bazen bu unsurlara tabidir. Çılgın kedi ve Tanrı fantastik romanı Bay Müller ise, Douglas Adams veya Neil Gaiman gibi İngiliz yazarlardan açıkça esinlenen mizahi bir şekilde cilalanmış üslubuna rağmen devam ediyor.etkilenmiş, temel dini sorularla. Eski Çeşitler romanı birçok açıdan önceki çalışmalardan farklıdır. Diğer şeylerin yanı sıra, zor bir kadın arkadaşlığının hikayesini dilsel olarak yüksek düzeyde anlatan klasik bir reşit olma romanı. Eğlence romanlarıyla karşılaştırıldığında, eski çeşitler, dilsel kesinlik nedeniyle yüksek edebiyata atfedilebilir. 2020'de Old Varieties , Spiegel'in en çok satanlar listesinde ilk ona girerek Almanya'da en çok satan ciltsiz kitaplardan biri oldu. büyük yazMart 2021'deki ilk yayınından hemen sonra Spiegel çok satanlar listesinde bir yer edindi. Kötü günlerdeki aşk romanıyla ilk kez Ocak 2023'te 1 numaraya ulaştı.Çikolata kokusu , Eski çeşitler ve Harika yaz İngiltere , İtalya, Hollanda, Polonya, İspanya ve İngiltere'de çevirilerde yer aldı. diğerleri arasında Çek Cumhuriyeti.
Dramatik eserde müzikaller büyük ağırlık taşır; bunların dışında sadece klasik bir tabloid komedisi (The Odalisque) ve Lillian Hellman'ın The Little Foxes adlı oyunundan uyarlama büyük sahnelerde oynandı. Anlatı açısından müzikaller, genellikle tarihsel malzemeyi ele aldıkları için romanları takip eder. Yolu temizle! örneğin demiryolu öncüsü Friedrich List'in hayat hikayesini anlatıyor . Ekonomik mucize revü Petticoat & Schickedance'de ise Fürth sanayicileri ve politikacıları Gustav Schickedanz , Ludwig Erhard ve Max Grundig'in biyografileri yer alıyor.birbirine bağlı. Der Tunnel müzikali, Bernhard Kellermann'ın aynı adlı çok satan kitabının dramatize edilmiş halidir ve 2016 yılında Berlin'deki Alman Müzik Akademisi'nden ödül aldı. The Famous Door on Swing Street (2020) , New York'un efsanevi Swing Street'indeki konuşkanlara müzikal bir saygı duruşu niteliğindedir ve aynı zamanda rap ve hip-hop öğelerini de içerir. 2021 Alman Müzikal Tiyatro Ödülü'ne (En İyi Düzenleme, En İyi Kadın Oyuncu) iki kategoride aday gösterildi . Karolin Konert, Anna rolüyle onurlandırıldı. Arenz, tüm müzikaller için caz piyanisti ve besteci Thilo Wolf ile çalışıyor.birlikte çalıştı.
"Bir ağaç büyüdükten sonra, artık kendi istediği gibi yetişemezdi."
"Eğer en iyisi olmak istiyorsan, diğerlerinin bilmediği şeyleri bilmen gerekir."
"İnsanlar böyleydi işte. Herkes tek başınaydı. Hiç kimse, bir diğer insanı gerçekten anlamıyordu."
"Bazen, sadece ne olduğuna bakmanın bile zor geldiği günler vardı. Geçmişe değil, geleceğe değil. Şu anda ne olduğuna."
"Doğanın güzelliği de buradadır işte. Senin neyi doğru bulduğuna göre şekil almaz."
"Bazen doğru kelimeleri, doğru ses tonuyla söylemek zordu. Her şey yanlış anlaşılabilirdi."
"Sanki dünya, bir kez daha ne kadar güzel olabileceğini, ne kadar çok renge sahip olduğunu ve ne kadar güzel kokabileceğini göstermek istiyordu."
"Bir zamanlar bu bahçenin senin için bir kafes olduğunu anlıyorum. Ama baksana, o kafesten nasıl bir yer meydana gelmiş!"
"Çoğu insan beraber susulabileceğini ve bunun aslında her şeyden daha değerli olduğunu anlamıyorlardı."
"Bazen sadece hayatta olmak bile ne güzel bir histi. Başka hiçbir şey değil. Sadece yaşamak."
"Birden vücudunda uçsuz bucaksız bomboş tarlalarda koşma ve kırmızı sarı armutların mavi gökyüzünde parladığını görme ihtiyacı hissetti. Dışarıdaki kokulara ve özgürlüğe dair bir arzu."
"Bazen bir hayan gibi olmak istiyorum. Her şeyi olduğu gibi kabul etmek. Önümde duran neyse, onu o haliyle yemek. Çiğ. Bir hayvan gibi hareket etmek ve yaşamak. Hiç düşünmeden ve...Korkmadan. Hiçbir şeye bağlı olmadan."
Havalı Okurlar olarak 2022-2023 sezonunun son temasını “kabullenmek” olarak belirlemiştik. Kabullenmek günlük hayatımızın akışında kolay ve sıkılıkla zikredilen bir olguyken bireysel yaşamlarımızda çoğu zaman oldukça zorlayıcı olabiliyor. Böylesi yükte hafif pahada ağır bir olguyu “Gün Işığının Tadı” gibi bir kitapla okumak bizler için hem keyifli hem de öğretici bir deneyimdi. Roman çok sade, akıcı ve anlaşılır bir dille kaleme alınmış. Ancak okuyucuya kolaylıkla sorduğu sorular pek kolay sayılmaz. Yaşamlarımızdaki neleri gerçekten ve içsel olarak kabul edebiliyoruz? Dilimizle ve zihnimizle bilinç düzeyinde kabul ettiğimiz “gerçekler, olaylar ya da olgular” ruhumuzda ve bilinçdışımızda ne kadar kabul görüyor? Kabul etmek sadece “öylece” yaşamımıza devam etmek midir? Bunlar gibi pek çok soru Sally ve Liss’in de hikayesini oluşturuyor. Sally henüz 18’ine gelmemiş, “farklı” olduğu için toplumsal yaşama uyumlanmakta zorlanan bir genç kız. İçinde bulunduğu toplumsal yapı da onu “olduğu” haliyle kabul etmekte çok istekli değil. Liss ise Sally’de kendi gençliğini gören, gençlik yıllarında sadece olduğu gibi var olabilmek için mücadele ederken hatalar yapmış 40’lı yaşlarında bir kadın. İki kadının farklı şehirlerde başlayan yaşamdan kaçma serüveni onları bir araya getirirken her ikisinin de yeniden hayatta var olabilmesinin yolunu açıyor. Yazar iki kişi arasında kurulan bağın her şeyden önce kendini ve diğerini olduğu gibi kabul etmekten geçtiğini ustalıkla okuyucuya aktarırken bir yandan da bireyin kendisini mi yoksa “öteki”ni mi daha zor kabullendiğini ve kendisiyle bağ kurmayan bireyin “öteki” ile kurduğu bağın sağlamlığını okuyucuyu hiç yormadan sorgulatıyor. Okuyucu tüm bunları düşünürken roman boyunca incelikle yapılmış tasvirlerle inanılmaz bir doğanın içinde, bir çiftliğin günlük işleriyle uğraşıyor, bazen şarap bazen ekmek yapıyor, bisiklete binip kan ter içinde kalıyor, doğadaki kokuları ve tatları hissediyor sesleri duyuyor. Havalı Okurlar olarak Gün Işığının Tadı keyifli bir okuma deneyimin yanı sıra bizlere çok iyi geldi…Kendimizi arayışa çıktık, neleri kabul edip neleri etmediğimizi hem kendimize hem grup arkadaşlarımıza sorduk…Sohbet epey derin ilerledi…Eğer bir kitap grubunuz varsa grupta mutlaka okumanızı yoksa bir arkadaşınızla birlikte okuyup uzun uzun sohbet etmenizi tavsiye ederiz…
Keyifli Okumalar/ Rana