18 Şubat 2023 Cumartesi

 HAVALI OKURLAR 2023 OCAK KİTABIMIZ

BÜYÜ DÜKKANI/ YEŞİM TÜRKÖZ

 


KİTAP HAKKINDA

Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?

 Epsilon Yayınevi, sizin de kendi gerçeğinizle karşılaşabileceğiniz Büyü Dükkanı’nda sizi bu soruya hazırlıklı olmaya çağırıyor!

 Büyü Dükkanı, hayatta istenebilecek her şeyin var olduğu, mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekandır. Ünü ülkenin dört bir tarafına yayılmış olan bu dükkana gelen müşterilerin tek bir hedefi vardır: Kendilerine her şeyin vaat edildiği bu yerden, hayatta en çok istedikleri şeyi almadan ayrılmamak...

 Kimisi geçmiş yıllarını geri almak, kimi büyük bir aşk yaşamak, kimi de korkularından kurtulmak için oradadır. İsteklerine biçilen bedeli ödemeye çoktan hazırdırlar. Ancak Büyü Dükkânı’ndaki alışverişler kolay değildir. Çünkü usta satıcının bir kuralı vardır: Müşterisini dükkandan alabileceği en iyi şeyle göndermek... Yaşlı adam ile müşterileri arasında geçen sıkı pazarlıklar, hayata dair önemli sorgulamalar içermektedir.



YEŞİM TÜRKÖZ KİMDİR?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden 1985 yılında mezun olmuş ve aynı bölümden Klinik Psikoloji alanında bilim uzmanlığı derecesini almıştır. Doktora derecesini Ankara Üniversitesi Klinik Psikoloji ABD’da tamamlamıştır. Yüksek lisans tezinde özgül fobisi olan kişilerin tedavisinde, bir terapi tekniğinin etkililiğini araştırmış,  doktora tezinde ise anne-bebek bağlanma örüntülerinin, bellek süreçleri ve stresle başa çıkma davranışı üzerindeki etkisini çalışmıştır.

 Sosyometri ve psikodrama alanında temel ve ileri düzey uygulamalı eğitimden geçmiş,  bilişsel psikoterapi, gestalt psikoterapisi, aile terapisi ve grup terapisi alanlarında da  uygulamalı eğitimler almıştır. Avrupa Psikoterapi Deneğinin (EAP) akredite edilmiş kurumsal üyesi olarak faaliyet gösteren ve Psikodrama Eğitim Kurumları Federasyonu (FEPTO) onaylı diploma veren İstanbul Psikodrama Enstitüsü’nde, Psikodrama Eğitimi Üst Aşama programını tamamlayarak Psikodrama Terapisti diploması almıştır.

 Üst aşama eğitimi tezinde, psikodramanın güvenli zemininde, yakın ilişkilerdeki bağlanma örüntülerinin nasıl yeniden yapılandırıldığını, nörobiyopsikolojik bir bakış açısı ile araştırmıştır. Son olarak aynı kurum bünyesinde, psikodramatist yetiştirme yetkisini veren, “eğiticinin eğitimi programı”nı tamamlayarak “Eğitmen Psikodramatist” ünvanını da almış bulunmaktadır. Dr. Psk. Yeşim Türköz,  IAGP (International Association for Group Psychotherapy and Group Processes) üyesidir.

 Bilkent Üniversitesi, Bayındır Hastanesi ve Başkent Üniversitesi Psikiyatri ABD’da çalışmıştır. Psikolojik gelişim, psikoterapi ve eğitim çalışmalarını Günışığı Psikolojik Gelişim ve Psikoterapi Merkezi / Günışığı Psikodrama Enstitüsü'nde sürdürmektedir. Yetişkinler ile Bireysel Psikoterapi, Aile ve Çift Terapisi, ve Grup Psikoterapisi alanlarında uygulamalarını yürütmektedir.

Psikodrama Terapi gruplarını ve Psikodrama Eğitim programlarını Ankara’da sürdürmektedir.

“Büyü Dükkânı”, “Büyü Dükkânı”, “İç Dünya Oyunları”. "Büyü Dükkânı’nda İki Çınar", "İçeride Oyun Var" ve "Büyük Dükkanı Üçüncü Bahar" isimli Epsilon Yayınları’ndan basılan beş kitabın da yazarıdır.


KİTAPTAN ALINTILAR

“Bir insanın akıllı davranması için 3 yol vardır; Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.”

“...ve anlarsınız ki, savaşta önemli olan savaşma gücünüzden çok, acıya dayanma gücünüzdür…”

“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yasamak zorunda kalırlar.”

“Müşterilerimden biri, mutluluğu bir kibritin alevine benzetmişti. ‘Ya esen bir rüzgâr söndürür ya siz üflersiniz ya da sonuna kadar yanıp, kendiliğinden söner’ dediğini hatırlıyorum. Kibritin alevi önünde sonunda söner ama başka bir kibrit yakma şansımız daima vardır.”

“İnsanoğlu, yeryüzündeki yaşam süresinin sınırlı olduğu gerçeğinin farkında olarak yaşayan ve bunu bile bile mutluluğu arama gücünü koruyabilen tek canlı olmalıydı.”

"Geçmiş uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi."

“Tek başına kalmak ile yalnız bırakılmak hayli farklı durumlardır. Birinde, trenden inip bir istasyonda kalmayı tercih edersiniz ;diğerinde ise tren sizin önünüzden geçip gider ve size istasyonda kalmaktan başka seçenek bırakmaz.”

“Hafife almak, insanın kendisi için yaptığı bir şey olmakla birlikte kısa kalan bir yorgan gibiydi; asıl duygunun üzerini hiçbir zaman tam olarak örtemediğinden işe de yaramazdı.”

Neydi acaba asıl istediğim? Ben sorar sormaz cevapladı.

“Hayatınız yarım kalıyor ama siz her şeyi tam istiyorsunuz.”

“Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı.”

"Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz."


YORUMLARIMIZ

Psikolog Dr. Yeşim Türköz'ün kaleme aldığı Büyü dükkanı, psikodrama öyküleri içeren bir kitap. "Büyü Dükkanı hayatta istenebilecek her şeyin var olduğu, mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekan". Dükkanın sahibi yaşlı ve bilge satıcı müşterisini dükkandan alabileceği en iyi şeyle göndermeyi istiyor ve kitaptaki öykülerde bu isteğin üzerine kurgulanıyor.

Bedel ödeyerek almak istediğiniz şeyler gerçekten istediğiniz ve mutlu olacağınız şeyler mi?

Yazarın psikodrama tekniğiyle yazdığı kitabın her öyküsünde kendinize bu soruyu sormanızı sağlıyor. Ben hayatımda gerçekten doğru olan şeyleri mi istiyorum? Ya bazı şeylerin farkında değilsem, onlara zaten sahipsem ve ödeyeceğim bedel olmasını istediğim şeyden çok daha ağır bir bedelse ve ben bunu bilmiyorsam?

İçinde 7 farklı hikaye var. Okurken kendimize doğru sorgulayıcı bir yolculuğa çıkıyor ve bizzat kendimiz de katılıyoruz.

 Büyü Dükkanınızda istediğiniz, arzuladığınız,  hayal ettiğiniz her şeye sahip olmanız mümkün. Ama her güzel şeyin bir bedeli var. Bu bedeli öderseniz istediğiniz şeyi elde edebilirsiniz. Bedel ne mi, o pazarlık sırasında ortaya çıkıyor!

 

Bu hikayelerden kısaca bahsedelim:

.

1. Büyü Dükkanı

Tüm geçmiş yıllarını isteyen 55 yaşındaki bir adamın bedeli belleğini satmak, yaşamdaki tüm anılarıyla birlikte.

.

2. Müzik Kutusu

İkilemlerinden kurtulup cesaret sahibi olmanın bedelini kaybetme korkusunu satarak ödeyecek, ama kaybetme acısını hala hissetmeye devam etmenin şartıyla.

.

3. Gözyaşı

Büyük bir aşk hatta çok iyi bir aşık istemenin pazarlığının bedeli tutkularından vazgeçmek.

.

4. Oyun

Büyümek isteğiyle iki kardeşin asıl amacı rahatça oyun oynayarak çubuktan ev yapmalarına büyüklerin izin vermeleriydi. Bu sefer pazarlık yoktu; çünkü çocuklar bedellerini gerçek hayatta zaten ödeyeceklerdi. Satıcı çocuklarla birlikte harika bir çubuktan ev yaptılar. Evin ismini ise "Çocuk Dükkanı" koydular; büyümek istemeyen çocuklar için.

.

5. Şifre

Şans istemek için gelen müşterinin aslında isteği herkesin kıskanacağı zenginlikte bir hayata sahip olup mutlu bir aile olmak. Bunun bedeli ise hayatındaki tüm mutlu anlarını satmak. Mutlu anlarının hepsini hatırlayabilmek satmaktan daha zor olacak gibi.

.

6. Kanatlar

Şöhret olmak isteyen 15 yaşındaki delikanlının aslında amacı iyi bir müzisyen olarak herkes tarafından takdir edilmek, yeteneklerinin fark edilip hak ettiği değeri görmesini istemesi. Bunun bedeli, gitar çalmak ve beste yapmak için ayırdığı zamanı 5 katına çıkarıp büyü dükkanına yıllar sonra tekrar geri gelmek.

.

7. Harita

Bu sefer Büyü Dükkanına, satıcının yaşlarında, saçları beyazlamış bir adam 2. kez geliyor. Dileği ise gençliğinde dükkandan hırsına karşı sattığı huzurunu geri istiyor. Pazarlığın bedeli ise huzuru karşılığında hırsının da onda kalması ve bu dengeyle birlikte sağduyu kazanmasını öğrenmesi.


Yazar bu kitapta psikodramayı herkesin anlayacağı şekilde kısa ve güzel hikayelerle anlatmış. Okurken ister istemez edebi beklentilere giriyoruz, ancak kitabın amacı bu değil.

İnsanlar istedikleri şeylere o kadar çok odaklamışlar ki ellerinde olanların kıymetini unutmuşlar. Çoğu zaman hep daha iyisini, daha güzelini isteriz. Kötü şeyler olunca bunun neden başımıza geldiğini düşünüp kaderi, kendimizi her şeyi suçlarız. Oysa baktığımızda yaşanan her şey beraberinde başka kapıları, başka yolları açmıştır. Evet o an dünyanın en mutsuz, en şanssız insanı bizmişiz gibi gelir. Bu süreç sanki hiç bitmeyecek gibidir. Oysa her şeyin bir zamanı vardır. Gerçekleşmesi gereken her şey eninde sonunda gerçekleşir çünkü. Ve yaşadığımız her anın kendi içinde bir değeri vardır.

Keyifli okumalar: Demet